18 Eylül 2014 Perşembe

ABİDE-İ HÜRRİYET ANITI


Abide-i Hürriyet Anıtı aslında -şehrin çok merkezinde- Şişli'de olmasına rağmen toplumun çoğu tarafından yeterince bilinmemektedir. Kimisi hiç bilmemekte, kimisinin ise anıtı defalarca gördüğü halde, anıtla ilgili fazlaca bir fikri bulunmamaktadır. Bunda anıtın çevresine en azından halkı bilgilendirecek bir tabela bile konulmaması etkisinin büyük olduğu düşüncesindeyim. Zaten bilenlerin çoğu kişisel merakları ve araştırmaları sayesinde bilgi edinebilmişlerdir. Bu vesilesiyle bende 'merak ederek' okuduğum ve sadece 'bildiklerimi' aktarmak istiyorum. 

Abide-i Hürriyet Anıtı 


 Öncelikle anıt ve şehitlik konum açısından tarifi kolay bir yer; Çağlayan Adliyesinin tam yanında.. Görmek isteyenlere söylüyorum; şehitliğe Abide-i Hürriyet Parkı içerisinden değil, yine Çağlayan Adliyesi tarafından akşam mesai saatine kadar giriş yapabilirsiniz. Anıtın tarihine geldiğimizde 31 Mart  isyanında şehit olan askerlerin anısına Türkiye'nin ilk anıtı olarak 1909'da Hürriyet tepesinde yapımına başlanmıştır.

Bu anıt için o yıllarda İstanbul'a onlarca güzel mimarili binalar ve şahane yapılar kazandırmış çeşitli mimarlar arasından yapılan yarışmayla Mimar Muzaffer Bey'in projesi seçilmiştir.

Abide-i Hürriyet Anıtı Mimar Muzaffer Bey'in en tanınmış eseridir.

  İkinci meşrutiyet'in 1. yılında 23 Temmuz 1909'da temeli atılmıştır.  İkinci meşrutiyet'in 3. yıl dönümünde ise Enver Paşa'nin bulunduğu bir törenle açılmıştır. 

Anıtla ilgili tarihte epey ilginç gelişmeler yaşanmış, mesela 1944'de eski Sadrazam, İttihat ve Terakki'nin liderlerinden Talat Paşa'nın cenazesi Almanya'dan taşınırken devlet erkanının yoğun katılımıyla yıllar sonra tekrar bir cenaze töreni yapılmış. Talat Paşa'nın cenaze namazı Teşvikiye Camisinde kılındıktan sonra bir törenle Abide-i Hürriyet şehitliğine defnedilmiştir.

Şimdi doğal olarak bunda ilginç olan nedir diye sorabilirsiniz. Bana ilginç gelen Almanya'dan getirilen cenazeye bir "Nazi Subayı"nın eşlik ediyor olması. Aslında bunda da anormal bir durum yok, o dönemde Almanya'da Hitler iktidarda olduğundan cenazenin başında bulunmak üzere bir Nazi Subayı görevlendiriliyor. Ama yinede bir Nazi Subayının Teşvikiye'den cenaze törenine katılıp, devlet erkanıyla birlikte Abide-i Hürriyet Şehitliğine kadar gelmesi bana yinede ilgi çekici geldi.


Bunun fotoğraflarını paylaşmak istiyorum, dileyenler törenin görüntülerini Youtube'de bulabilir.



Nazi Subayı Rumeli Caddesi'nde..
























Abide-i Hürriyet Mezarlığı son işlemler


İkinci bir ilginçlik ise hem Osmanlı Devletinin hem de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir zamanlar büyük önem verdiği, yarışmayla anıt seçtiği ve (seversiniz ya da sevmezsiniz) böylesi tarihe mal olmuş şahsiyetlerin mezarlarının bulunduğu bir yerin uzun yıllar boyunca atıl ve sahipsiz şekilde kalmasıdır. Yani şehrin merkezinde Şişli Endüstri Meslek Lisesi ve eski Çağlayan Lisesi (şimdiki Çağlayan Adliyesi) arasında kalan bir büyük park içerisinde etrafı çevrili bir şehitlik olmasına rağmen uzun yıllar yetkililerin ilgisizliği ve bakımsızlık nedeniyle Anıta çeşitli zararlar verilmiş, sokak hayvanlarının ve hırsızların mesken tuttuğu bir yer olmuştur. Aslında bu durum ne yazık ki bizim çok alışkın ve yabancısı olmadığımız bir durum olsa da ben yine de garip buluyorum ve anlamakta zorluk çekiyorum. 

Ayrıca anıt Şişli Belediyesinin amblemi olarak kullanılmaktadır. 


Merak edenlerin mutlaka anıtı ve şehitliği ziyaret etmelerini öneriyorum.

Şehitlikte yatan şahsiyetler ise defin tarih sırasına göre şunlardır; 

- SADRAZAM MAHMUT ŞEVKET PAŞA (1856-1913)


* Mahmut Şevket Paşa 31 Mart olaylarının bastırılmasında ve 2. Abdülhamid'in tahttan indirilmesinde büyük rol oynamıştır. V. Mehmet Reşat Saltanatında 4 ay Sadrazamlık yapmıştır.

* Birlikte şehit edildiği koruması Kazım Ağa ve yaveri İbrahim efendi ile defnedilmiştir. 





-SADRAZAM TALAT PAŞA (1874-1921) 


* İttihat ve Terakki kurucularından ve önde gelen liderlerindendir. 1919'da Hür ve Kabul edilmiş Masonlar Büyük Locasının ilk büyük üstadı olarak 1 yıl görev yaptı 

1. Dünya savaşı sırasında 
Ermenileri tehcir etmek için Tehcir kanunun çıkarılmasında etkili olmuştur. 
Osmanlı Devletinin 1. Dünya savaşında yenilgi alacağını görünce İttihat ve Terakki bazı ileri gelenleriyle birlikte 3 Kasım 1918'de Alman Denizaltısıyla Berlin'e kaçmıştır.

* Yurt dışında yaşayan Talat Paşa bir Ermeni komitacı tarafından katledilmiştir. 


- MİLLETVEKİLİ 6. 7. DÖNEM ATIF KAMÇIL (1884-1947)
                                           

                              

                 - SADRAZAM MİTHAT PAŞA (1822-1884)


                      * Ziraat Bankasını kurmuştur.

                      * İlk Osmanlı Anayasası olan Kanun-i Esasi'yi hazırlayan kurulun başkanıdır.

                      *  Abdülaziz ve V. Murat'ın tahtan indirilmesinde etkili olmuş, 2. Abdülhamid'in tahta çıkmasında belirleyici olmuştur. Zaman içinde 2. Abdülhamid'in gözünden düşmüş ve Abdülaziz'e suikast iddiasıyla yargılanmış ve sürgüne gönderilmiştir.  Daha sonra Yıldız sarayında kurulan mahkeme tarafından idama mahkum edilmiş, cezası Abdülhamid tarafından hapse çevrilmiş ancak 3 yıl sonra muhafızlar tarafından öldürülmüştür. Öldürülme talimatının 2. Abdülhamit tarafından verildiği iddia edilmektedir.


Mithat Paşa'nın fotoğrafları ve heykelleri Ziraat Bankası şubelerinde görülebilir.  



                     - MİLLETVEKİLİ (1..5. 6. 7. DÖNEM)  EYÜP SABRİ AKGÖL (1884 - 1953)






                  - MİLLETVEKİLİ (3. DÖNEM) MİTHAT ŞÜKRÜ BLEDA (1874 - 1856)



                   
                        - HARBİYE NAZIRI ENVER PAŞA (1881-1922)
  
* İttihat ve Terakki'nin kurucuları ve önderleri arasında bulunmuştur. 1913'de Bab-ı Ali baskınıyla cemiyetin iktidar olmasını sağlamıştır. 1914'de Almanya ile ittifak kurarak Osmanlı Devletinin 1. Dünya savaşına girmesine ön ayak olmuştur.  Savaş yıllarında "Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili" sıfatıyla askeri politikayı yönetmiştir. 

*Turan Devleti kurma amacıyla Orta Asya'daki Türk Halklarını ayaklandırmak üzere gittiği Türkistan'da Bolşeviklerle girdiği bir çatışma sırasında şehit edilmiştir. Cenazesi 1996'da Devlet erkanının katılımıyla Abide-i Hürriyet Şehitliğine defnedilmiştir. 



                                                                        Yazan: Cem Nergis 

11 Temmuz 2014 Cuma

Merhabalar

Blogger sayfamın amacı İstanbul'un yoğunluğu ve hızlı yaşamı içerisinde fark etmediğimiz ama aslında şehrin kimliğini ve hafızasını oluşturan anıtlar, binalar, ibadethaneler vb gibi bir çok yapı üzerine paylaşımlar yapmak olacaktır. Unutmayalım ki bizlere emanet olarak bırakılmış tarihi yapılarımıza sahip çıkmanın ve en iyi şekilde gelecek nesillere bırakmanın birinci koşulu tarihi yapılarımızın değerini bilmekten ve dolayısıyla bu yapıları iyi tanımaktan geçmektedir.

Umarım bu tür konuları merak eden dostlarımızın ilgiyle takip edeceği güzel bir sayfa oluşturabiliriz.

Cem Nergis